30 Mart 2010 Salı

Dizi: Döngüsel Sürgün

Uzun zamandır zihnimi meşgul eden bir dizi film projesi var. Hala tasarım aşamasında, lakin yavaş ve emin adımlarla ilerliyorum. Fikir vermesi için kısa bir "teaser" videosu hazırladım. Ayrıca projenin Facebook grubu mevcut, giriş ve bir adet yerli içki ücretsizdir.

Facebook grubu için tıklayın.

Teaser tanıtım filmi için tıklayın.

Albüm: Amazing (Inna)

Hani bazı şarkılar vardır, duyduğunuz anda bilirsiniz ki o şarkılar deniz ve güneş eşliğinde yankılanmak için yaratılmıştır. Inna, bu yaz diskocu gençliğin müzikçalarından eksik olmayacak, birbirinden çok da ayırt edilemeyen bir düzine şarkıdan oluşan bir albüm sunuyor. Kaçınılmaz bir durum ama "Her müzik tarzının iyi bir temsilcisi vardır ve onu dinlemek lazımdır" derim ben.

28 Mart 2010 Pazar

Film: Shutter Island

İnsanın aklıyla dalga geçen hikayeler çoğu zaman güzeldir. Zindan Adası (Shutter Island) da bu hikayelerden birine ev sahipliği yapan bir film. Seyriniz boyunca tahminler yürütünüz, sonunda ne kadar yanıldığınızı anlayınız. Keyfime uygun film bulmakta gittikçe zorlandığım gerçeğini göz önünde bulundurunca, bir çok kişinin zevkle izleyeceği bir macera olduğunu söyleyebilirim. Buyurun!

26 Mart 2010 Cuma

Oyun: Metro 2033

Rus yapımcıların bilgisayar oyunlarındaki gerçekçilik takıntısına hayranım. Belki de kültürlerimiz çok da farklı olmadığından, Rus yapımı bilgisayar oyunlarında günlük yaşamdan mekanlar ve nesneler görmekten çok keyif alıyorum. Açlık, donma tehlikesi, solunum sıkıntıları gibi ufak detayları göz ardı etmemeleri ayrıca hayranlık uyandırıyor. Yani kısacası adamlar çok başarılı "hayatta kalma" oyunları yapıyorlar.

Önce S.T.A.L.K.E.R. ile Çernobil nükleer santralini keşfetme şansı yakaladık. Daha sonra yine başka bir ekip, Cryostasis ile bizi kutuplara yakın bir yerde bir nükleer enerji gemisine götürdü (Ateşe elimizi uzatarak ısınıp sağlık ve enerji depolamamız pek güzeldi).

Şimdi de nükleer bir felakete uğramış (Adamlar tarihte başlarına gelen felaketten muhteşem malzemeler çıkarıyor) bir Rusya şehrinin hemen altında, sağ kalan insanların yaşadığı metro tünellerindeyiz.

Bu oyunu S.T.A.L.K.E.R. ile kıyaslamak aslında yanlış olur. Tamam ikisi de Rus yapımı ama her gördüğümüz sakallı, dedemiz değildir ne de olsa. Yine de referans iyi bir kavramdır, ben de kıyas yaparak neyin ne kadar güzel olduğuna değinmek istiyorum.

Grafikler kesinlikle S.T.A.L.K.E.R.'dan daha güzel. Daha yumuşak, daha organik, daha detaylı ve daha gerçekçi; her açıdan daha üstün bir grafik motoruyla karşı karşıyayız. Tuvalet kağıdı olarak kağıt para kullanıyorsanız, hemen DirectX 11 destekleyen bir ekran kartı almalısınız çünkü oyunun görselleri tam anlamıyla zamanın en üst seviyesinde.

Tabii oyun sadece grafikten ibaret değil, S.T.A.L.K.E.R. ile kıyaslanmayacak derecede güzel olan bir şey var ki o da atmosfer. Oyun görsel ve işitsel açıdan tam bir gösteri. Yirmi kişiyle dolu kalabalık bir mekana girdiğinizde, hepsinin aynı anda farklı bir konuda birbirleriyle konuştuklarına şahit olacak; bu canlı anları yaşarken adeta kendinizi orada dikilen bir yabancıymış gibi hissedeceksiniz.

Oyunun genel yapısının keyifli ve silah tasarımlarının da güzel olduğunu hatırlatayım. Para birimi olarak özel mermiler kullanmamız çok manidar.

Diyorum ya, bu Ruslarda muhteşem fikirler var. Bir de biz Türklerde var aynı tarzda muhteşem fikirler, ama icraat yok ne yazık ki. Bizim yapamadığımızı yaptıkları için alkışlıyorum kendilerini.

25 Mart 2010 Perşembe

Muhtelif: Cik yok, tweet var!

Diyorum ki, Twitter zaten gavur icadı. Zaten beni takip etmek isteyen için Facebook var, blogum var, websitem var; var da var. Ben de karar verdim, Twitter'ı da bundan böyle dünyaya seslenmek için, ingilizce olarak kullanacağım. Hayırlı uğurlu olsun. Yabancı bir frekansta buluşmak için adresimiz:

twitter.com/tayfuntuna

Muhtelif: Windows 7

Nihayet gerçeği kabullendim, sonsuza dek Windows XP ile olmayacak.

Windows 7 edindim ve kurdum, alışmaya çalışıyorum. XP'den alışıp da aradığım şeyler var ama XP'yi katlayıp düren bir yanını göremedim henüz. Yine de stabil ve hoş vesselam.

Bu da böyle bir şey işte.

24 Mart 2010 Çarşamba

Albüm: FD 7 (Feridun Düzağaç)

Feridun Düzağaç yeni albümüyle karşımızda. Kendisi hakkında bir hipotezim var şöyle ki; sırasıyla bir iyi albüm, bir de çok iyi albüm yapıyor.

"Orjinal Altyazılı" muhteşem bir albümdü ve ardından "Bir Devam Filmi" geldi (ki hatırımda yalnızca iki üç şarkı kalmış o albümden). Sonra "Uykusuza Masallar" gibi şaheser bir albümü bizlere sundu. Peki ya şimdi?

Fikrimi desteklercesine, yalnızca "iyi" bir albüm yapmış Feridun Düzağaç. Yine keyifle dinlenen şarkıları ve yüreğinize dokunan sözleri var. Lakin bize "Beni Unutma", "Yeniköy", "Çok Aşık" gibi şaheserler sunmak yerine; nerede başlayıp bittiği belli olmayan ve birbirine benzeyen güzel melodiler dinletmekle yetinmiş.

Sağlık olsun diyoruz, bu albümü de bir sonraki "Çok iyi" albümün habercisi olarak sineye çekiyoruz, mütemadiyen ağlıyoruz.

20 Mart 2010 Cumartesi

Oyun: Silent Hill Shattered Memories

Hatırlanmak güzeldir. Eğer teknolojiyi kovalamaktan usanıp PlayStation 3 satın almamışsanız, siz de benim gibi bir adet PlayStation 2 sahibisiniz. İşte saygıdeğer oyun dağıtımcısı Konami de bizleri unutmamış, emektar kara kutumuz için yeni bir Silent Hill oyunu çıkarmış. Aslında böyle bir oyunun piyasaya çıkacağından haberim yoktu, benim için sürpriz oldu. Görür görmez satın aldım.

Silent Hill: Shattered Memories, konu ve yapı itibariyle olarak ilk Silent Hill'in biraz farklılaştırılmış hali denebilir. Aslında aynı yapımcı ekipten gelen Silent Hill Origins gibi, serinin geneline göre vasat bir oyun olma ihtimalinden korkuyordum ama korktuğum başıma gelmedi. Silent Hill serisinin geneline yayılmış olan hantallık hissini ortadan kaldıran, kimi zaman kıpır kıpır, kimi zaman da gayet sakin ilerleyen keyifli bir macera olmuş. Ayrıca görsel ve yapısal olarak da PlayStation 2'nin sınırlarını zorladığını söylemek yalan olmaz.

Lakin seriyi sayısal olarak takip ediyorsanız, yani Silent Hill: Homecoming (hikayenin 5. oyunu) oyununu oynamışsanız o görsel kaliteyi beklemeniz anlamsız olur, nihayetinde Shattered Memories sadece PS2, PSP ve Wii gibi görsellik konusunda yeni nesil sayılmayan konsollar için üretilmiş bir oyun.

Uzun ve teknik lafın kısası, Silent Hill serisini seviyorsanız ve kafanız ağrımadan bu gizemli kasabaya bir kez daha yolculuk etmek istiyorsanız, Shattered Memories sayesinde kışlıkların arasına kaldırdığınız PlayStation 2 yeniden televizyonunuza bağlanacak.

19 Mart 2010 Cuma

Albüm: Twilight Theater (Poets of the Fall)

Poets of the Fall yeni albümüyle döndü.

Her ne kadar her zamanki Poets of the Fall kalitesini her şarkıda hissetsek de, önceki albümlere nazaran daha hafif ve sakin bir albüm olmuş. Kulaklarım Psychosis gibi bir parçayı aradı ister istemez...

Lakin yine de harika tınılar var. Bence kaçırmayın!

16 Mart 2010 Salı

Film: Hakiki Kesit 2

Türkiye'nin yegane çılgın amatör gezi filmi Hakiki Kesit'in devam filmi yayında!

Devrim niteliğinde coğrafi konumlama (geotagging), çalan müzik bilgisini veren led ekran ve konuşma balonları ile donatılmış, adeta interaktif olan bu eğlenceli filme davetlisiniz.

http://vimeo.com/10211316

12 Mart 2010 Cuma

Muhtelif: Mobil Platformda Flash Oyunlar

Bilmeyenler için kısaca açıklayayım; geçtiğimiz senelerde oyun yapımcılığına merak salmış ve Flash platformunda birkaç oyun üretmiştim. Bu oyunları bilenler veya keşfetmek isteyenler için güzel bir haberim var. Yapmış olduğum oyunları S60v5 sistemli Nokia telefonlarda (N97, 5800, 5230 vs) oynayabilirsiniz. Test edip onayladığım şekilde tarif edeceğim.

Öncelikle Flash uygulamaları tam ekran oynayabilmek için SajiFS Launcher isimli ücretsiz yazılıma ihtiyacınız var. İndirip telefonunuza kurunuz:

http://sajisoft.weebly.com/uploads/3/6/4/9/3649515/sajifs_launcher_selfsigned.sis

Bu yazılım yalnızca dahili hafıza ve hafıza kartındaki Other (Diğer) isimli klasörleri görmektedir, swf dosyalarını oraya koymanız gerekecek.

Şimdi de oyunlarımın SWF yani Flash formatındaki dosyalarını aşağıdan indirin. Unutmayın, bu SWF'leri zaten bilgisayarınızda açabilirsiniz veya internetten indirdiğiniz her türlü Flash oyunu bu programla açabilirsiniz. Ben şu an yalnızca kendime ait çalışmaları paylaşıyorum.

WINDOWS 98 (Windows 98 çalıştırılıyormuş izlenimi verir):
http://rapidshare.com/files/361855657/Windows_98.swf

THIRST (Orijinal adı Soğuk Hayat, RPG oyunu):
http://rapidshare.com/files/361853359/Thirst.swf

CORPUS AEGRUS (Videolu panoramik macera oyunu, demodur):
http://rapidshare.com/files/361854069/Corpus_Aegrus_Demo.swf

UZAK DİYAR DESTANLARI (RPG oyunudur yalnız N97 haricindeki telefonlarda klavye olmadığından, karakterin kontrolü için sanal klavye yazılımı gereklidir.):
http://rapidshare.com/files/361854654/Epics_of_Distant_Realm.swf

EHL-İ SEYF (Strateji oyunu, demodur):
http://rapidshare.com/files/361855179/EhliSeyf.swf

LACK OF OXYGEN (Videolu macera oyunu, kısacıktır ama tatlıdır, yenir):
http://rapidshare.com/files/361856019/LackofOxygen.swf

Ayrıca bildirmek isterim ki bu oyunların tamamı eskidir lakin yaşanan bu son teknolojik gelişmelerle, yeni çalışmalarım olabilir. Mümkündür.

Muhtelif: Bahar

Ağaçlarda çiçekleri gördükçe mutlu oluyorum. Evet bahar geliyor, farkında değil misiniz? Yoksa binlerce, milyonlarca çiçeğin açması ve koca bir yarımkürenin canlanması size enerji vermiyor mu, bu kudreti hissedemiyor musunuz? Oysa ne kadar güzel şey şu bahar mevsimi. Ah, bir de aşk... Aşk olmadan olmaz. Aşığım, öyleyse varım!

11 Mart 2010 Perşembe

Muhtelif: Cikliyorum Öyleyse Varım

Bir teşhirciliktir aldı başını gidiyor. İnsanlar özel hayatlarını internet üzerinden paylaşma meraklısı olmuş. Sanırım normalde psikolojik tedavi gerektiren bu durumu, etik ve hukuki değerler çerçevesinde böyle çözüyor medeniyet dediğimiz kanal tedavili canavar. Lakin baş kaldırdığımız sistemin bir parçasıyız nasıl olsa, öyleyse ben de cikliyorum: twitter.com/tayfuntuna

10 Mart 2010 Çarşamba

Muhtelif: Snaptu

Snaptu, içinde birçok sosyal ağ, haber beslemesi ve küçük gereç barındıran bir cep telefonu uygulaması. Java destekleyen ve fazla eski olmayan hemen her telefonda çalışabileceğini iddia ediyor. Nokia 5800 ve E61 ile test ettim, onayladım. Cep telefonunu konuşmaktan daha fazlası için kullanan herkese tavsiye ederim. www.snaptu.com adresini ziyaret edebilir veya doğrudan mobil aygıtınızla m.snaptu.com adresinden indirebilirsiniz.

9 Mart 2010 Salı

Muhtelif: Müzekart

Gezmeyi seviyor musunuz? Başkaları için gayet sıkıcı olan müzeler, size cazip mi geliyor? Peki bir-iki müze girişine ödeyeceğiniz ücret karşılığında, bir yıl boyunca Kültür Bakanlığı'na bağlı bütün müzeleri ücretsiz gezebileceğiniz bir karta ne dersiniz? Ben EVET dedim ve gezmeye başladım. Şimdiden Ankara'da iki müze gezdim bile. Siz de istiyorsanız, buraya buyurun.

Alet Edevat: Nokia 5800 ve Marifetleri

Önceki yazımdan hatırlarsınız, bir adet Nokia 5800 XpressMusic satın almıştım. Pek de sevinmiştim, bayram günü tepinen çocuklar gibi. Kullanmaya başlayalı yaklaşık üç hafta olmuş ve bu süreç boyunca bazı keşiflerde bulundum, ilginç tecrübeler edindim.

Peki bu telefon bana neler yaşattı, ne işime yaradı? Gelin bu ilginç tecrübeleri hep beraber inceleyelim:

  • Dahili GPS sayesinde Ankara yolculuğumdan büyük keyif aldım, yer bulma konusunda gerçek bir nimet.
  • Kocaman ekranında keyifle video izledim, fotoğraflara baktım. Ayrıca müzik kalitesi, geçen aylarda aldığım Mp3 çalar'dan vazgeçmemi sağladı.
  • Warcraft, Broken Sword gibi eski bilgisayar oyunlarını, emülatörleri vasıtasıyla telefonumda oynadım. Bu herkese lazım bir şey değil ama teknolojik bir lütuf.
  • Dahili Wi-Fi sayesinde zırt pırt internete girdim, hem dahili internet gezgini hem de Opera'nın mobil sürümünden memnun kaldım. Skyfire isimli gezginle, internet sayfalarındaki videoları bile izleyebildim.
  • Fring programını kullanarak, Wi-Fi üzerinden görüntülü Skype konuşması yaptım. Evet, yaptım. Oluyor.
  • Spb TV isimli programla yine Wi-Fi üzerinden TRT kanallarını izledim. Olmasa da olurdu ama oldu, ben yine keyif aldım.
  • Snaptu isimli programla Facebook, Twitter gibi sosyal ağlara bağlandım; Facebook'un mobil sitesinden çok daha kullanışlı olduğunu gördüm.
  • 3 Megapiksel kamera ve Avea'nın MMS Plus pakedi sağ olsun, sevgilime ve tanıdıklarıma resimli mesajlar yolladım. Yeni bir şey değil ama ben seve seve kullandım.
  • Remote Desktop Manager adlı programla, internet üzerinden ana bilgisayarıma bağlandım ve telefonumun küçük ekranından büyük bilgisayarımı yönettim.
  • DOSBox programını kurarak nostaljik Dos günlerini yaşadım lakin çok yavaş çalıştı. Neyse.
  • Rehberimdeki kişilere, beni aradıklarında ekranda gözükecek fotoğraflar ekledim.
  • Satın aldığımda paketin içinde gelen 8 GB'lik hafıza kartını, filmler ve şarkılarla vahşice doldurdum. Ayrıca ekranını koruyucuyla kaplattım ve yedek batarya aldım. Manyak oldum.

Web: Flickr Galerim

Henüz bana Facebooktan ulaşmamış veya ulaşamamış şanssız insanlardansanız, fotoğraflarıma bakabileceğiniz bir başka kaynak var. Flickr galerim daha önceden açıktı ama içinde bir şey yoktu, artık var. Hemen seyrine dalmak için buraya tıklayınız. Ayrıca Facebook'ta bir sürü Tayfun Tuna var, taklitlerimden sakınınız, başka kapıya gitmeyiniz. Ben buradayım.

Film: Hakiki Kesit 2 Yakında!

Bu satırları Eskişehir'den yazıyorum. Masaüstü bilgisayarımdan uzak olduğumdan dolayı bir süre yazmaya üşenmiştim ama nereye kadar? Yazmak lazım.

İlerleyen günlerde evime dönmüş olacağım ve derhal Hakiki Kesit 2'nin montajına başlayacağım. Güzel olacak inşallah. Sabırla bekleyin :)